Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Savaşçıların Kanı

      Her milletin kahramanları tarihlerinde önemli bir yer tutarlar. Kahraman azınlığın çok büyük bir çoğunluğunu ise askerler oluşturur. Irk ve din ayrımı yapmaksızın bütün kahramanlarsa saygıyı hak ederler ve kutsal saydıkları değerler uğruna kanıyla toprağı birleştirmeyi göze almış bütün insanlar inandıkları değerler kadar yücedirler. Bilinmelidir ki savaşçılar, din adamlarından, âlimlerden ve bilumum şeyhten daha kutsallardır; bu kutsallık ise dinle alakalı değildir zira bazı değerler bütün dinlerin üzerindedir. Julius Evola’nın da dediği gibi: Kahramanların kanı Tanrı'ya filozofların mürekkebi ve inananların dualarından daha yakındır.   Ülkelerin politikaları yüzünden ise hiçbir savaşçıya düşmanlık beslenemez. Bütün savaşçılar, birbirleriyle savaşanlar dâhil olmak üzere, kardeşlerdir. Bu kardeşliğin temelindeyse kan değil ruh yatar. İdealler ve amaçlar farklı olsa da ruh birdir ve her şeyin üzerindedir. Bir savaşçı olan Atatürk, 1915 yı...

La Résistance

Yaşam sahibi tüm varlıkların hayatı tek bir kavram etrafında döner, direniş.   Bundan 50.000 yıl önce yaşamış atalarımız hayatta kalmak için direndi. Yemek bulup, vahşi hayvanlara yem olmamak için doğayla savaşıp galip geldiler.   10.000 yıl önce topraklar için savaşmaya başladık. İnsan insanı öldürdü, kardeş kardeşi katletti. Bir kısmımız yendi, bir kısmımız tarihin derin çöplüğüne gömüldü. Ama saldıran da savunan da ölümüne direndi.   80 yıl önce ise insanoğlu fikirleri için direndi. Naziler kızılları avladı, Franco'nun askerleri direnişçileri. Polonya toprakları için direndi, Almanlar dünya hakimiyeti, Ruslar ise yoldaşları ve halklarının can güvencesi için. Bugünse verilen savaş sisteme karşı, direniş yöneticilere. Sanılanın aslına sistem bir halka değil, halkalardan oluşan bir zincir. Çarklardan oluşan bir makine. İçinden çıkmak mümkün değil. Sistemi yıkmak isteyenlerin yapabileceği en büyük şey içinde bulunduğu çarktan, başka bir çarka geçmek...

Silahlı Kuvvetler Hakkında notlar

  Militum Ordular savaşın kaynağı değil barışın teminatıdır. Bu konuyu net bir şekilde anlayabilmek için Ceza Hukuku'nun felsefesini net bir şekilde kavramak gerekir. Ceza Hukuku'nun ana amacı " suçluyu cezalandırmak " değil, ceza tehdidi ile suçun işlenmeden önüne geçmektir. Silahlı Kuvvetler'in de varlığının temel sebebi budur. Güçlü ordu, sürekli savaşarak galip gelen ordu değil, kuvvetinin büyüklüğü sayesinde kimsenin saldırmaya cüret edememesinin sonucu olarak barışı temin eden ordudur. Bu sebeple de anti-militarist fikirlerle askeri ve askerliği sürekli olarak karalayıp canavar gibi göstermek saçmadır; zira özlem duyulan barışı getirebilecek tek yapı  militer kuvvetlerdir . İlber Ortaylı'nın da söylediği gibi   Demilitarizasyon  çabaları da aynı şekilde saçma ve fevkalade anlamsız bir süreçtir.   Politicia Bu yazıyı Atatürkçü, demokrat ve cumhuriyet tarihi boyunca yaşanmış bütün darbe ve darbe girişimlerinin karşısında biri olarak okuduğum tarihin ...